İhtiyoloji Araştırmaları Topluluğu (İAT) tarafından 2000 yılında başlatılan KANIT Projesi kapsamında yapılan araştırmalar, H. griseus’un Marmara’da hâlâ yaşadığını ve büyük olasılıkla içdenizde yerleşik bir nüfus oluşturduğunu ortaya koydu. 2000-2009 yılları arasında yürütülen bozcamgöz araştırmasında, türün eski ve yeni Marmara kayıtları günışığına çıkarıldı. En küçüğü 1.2 m ve en büyüğü 6 m uzunluğunda olan 54 tane bozcamgöze ilişkin bilgiler, türün Marmara Denizi’nin özellikle kuzey kıta sahanlığında yaygın olarak yaşadığını gösteriyor. İncelenen bozcamgözlerin %78’i, Marmara Denizi’nde doğu-batı yönünde uzanan ve derinlikleri 1000 m’yi geçen üç tane çukurun (Çınarcık, Tekirdağ ve Ganoz Çukurları) kıta yamacında ve sığlıklarında yakalanmıştı.
Peki, Marmaralı bozcamgözlerin ölümüne yol açan başlıca av aleti neydi? Tam 31 tane bozcamgöz, ki bu sayı incelenen bireylerin %60’ına karşılık gelmektedir, gırgır tekneleri tarafından yakalanmıştı. Türk sularında 1 Eylül-1 Mayıs tarihleri arasında devam eden balıkçılık mevsimi dışında kalan yasak dönemde de bozcamgöz yakalanmış olması, Marmaralı bozcamgözleri yıl boyunca tehdit eden bir balıkçılık baskısı olduğunu kanıtlıyor. Marmara Denizi önemli bir balıkçılık alanı ve içdenizde balıkçılarla bozcamgözlerin karşılaşması kaçınılmaz bir durum. Büyük köpekbalıklarına karşı yazılı ve sözlü basının gösterdiği yoğun ilgi, ayrıca bir türlü unutmaya yanaşmadığımız JAWS fobisi, denizin çaresiz devlerinin yakalanarak kıyıya getirilip sirk hayvanları gibi teşhir edilmeleri için sözde haklı nedenler yaratıyor. Ancak bozcamgöz “k-seçimli” bir tür; yani uzun ömürlü olan, cinsel olgunluğa geç ulaşan, uzun bir hamileliğin ardından az sayıda yavru doğuran bir köpekbalığı türü. Bu nedenle, bırakın aşırı avlamayı, yasalara uygun olarak yürütülen sorumlu balıkçılık bile bozcamgöz nüfusunda kapanmayacak yaralar açabilir. Hatta Marmaralı bozcamgözleri içdenizden tamamen kazıyıp atabilir.
Peki, Marmaralı bozcamgözlerin ölümüne yol açan başlıca av aleti neydi? Tam 31 tane bozcamgöz, ki bu sayı incelenen bireylerin %60’ına karşılık gelmektedir, gırgır tekneleri tarafından yakalanmıştı. Türk sularında 1 Eylül-1 Mayıs tarihleri arasında devam eden balıkçılık mevsimi dışında kalan yasak dönemde de bozcamgöz yakalanmış olması, Marmaralı bozcamgözleri yıl boyunca tehdit eden bir balıkçılık baskısı olduğunu kanıtlıyor. Marmara Denizi önemli bir balıkçılık alanı ve içdenizde balıkçılarla bozcamgözlerin karşılaşması kaçınılmaz bir durum. Büyük köpekbalıklarına karşı yazılı ve sözlü basının gösterdiği yoğun ilgi, ayrıca bir türlü unutmaya yanaşmadığımız JAWS fobisi, denizin çaresiz devlerinin yakalanarak kıyıya getirilip sirk hayvanları gibi teşhir edilmeleri için sözde haklı nedenler yaratıyor. Ancak bozcamgöz “k-seçimli” bir tür; yani uzun ömürlü olan, cinsel olgunluğa geç ulaşan, uzun bir hamileliğin ardından az sayıda yavru doğuran bir köpekbalığı türü. Bu nedenle, bırakın aşırı avlamayı, yasalara uygun olarak yürütülen sorumlu balıkçılık bile bozcamgöz nüfusunda kapanmayacak yaralar açabilir. Hatta Marmaralı bozcamgözleri içdenizden tamamen kazıyıp atabilir.
Marmara Denizi, dip yapısıyla, derinliğiyle, özellikle derin katmanlarındaki dengeli su koşullarıyla, bozcamgöze ideal bir yuva sunuyor. Akustik izleme cihazlarıyla yapılan araştırmalar, bozcamgözlerin gündüz 600 ila 1100 m arasında kalan derinliklerde ve en fazla 10 km çapında bir alanda gezindiğini gösterdi. Bu nedenle Marmara Denizi’nin özellikle derin çukurlarında yürütülecek ister ticari, isterse sportif herhangi bir balıkçılık aktivitesi, soyu tehlike altında olan bozcamgözün üzerindeki balıkçılık baskısını daha da artıracaktır. 1000 m derine olta sarkıtmak kulağa imkansız gibi gelebilir; ancak, sportif olta donanımlarındaki gelişmelerle, derin suda olta balıkçılığı yapmak artık mümkün. Bu gibi donanımlara sahip olan ve “acaba bu haftasonu ne yapsam?” sıkıntısıyla kıvranan düşüncesiz maceraperestlerin sarkıttıkları oltalar sayesinde, bozcamgözün derin Marmara’da huzuru kalmadı. Balıkçıların ifadeleri ağa takılan bozcamgözlerin güvertede yaklaşık 20 dakika, hatta bazen daha uzun süre canlı kaldıklarını gösteriyor. Güvertede can çekişen bozcamgözleri yaşatmak mümkün olabilir. Bunun için öncelikle bozcamgözü yok edilmesi gereken bir canavar ya da gazetelerdeki kanlı haberlerin baş rol oyuncusu olarak görme önyargısından vazgeçmeliyiz. Adı “Kırmızı Bülten”de geçen ve tüm Akdeniz’de nesli tehlike altında olan bozcamgöz için Marmara Denizi’ni güvenli bir sığınak haline getirmek bizim elimizde. Bir zamanlar güvenle yüzdüğü derin karanlıkta bozcamgözü bugün belirsiz bir gelecek bekliyor. Tükenişi önlemek için denizi gerçek sahipleriyle paylaşmak zorundayız. Bozcamgöz bu paylaşımı fazlasıyla hak ediyor.
MERHABA HAKAN BEY, ÖNCELİKLE YAPMIŞ OLDUĞUNUZ ÇALIŞMALARI YAKINDAN TAKİP ETMEKTEYİM. BİR KÖPEKBALIĞI AŞIĞI OLARAK YAPACAĞINIZ ÇALIŞMALARDA ŞİMDİDEN BAŞARILAR DİLERİM VE ELİMDEN GELEBŞİLECEK YARDIMLARI YAPMAK İSTERİM.
YanıtlaSil