Çatlamış kabuğu, zedelenmiş yüzgeçleri ve kızarmış gözleriyle çok acıklı bir görüntüsü vardı. Açıkta ölmüş, dalgalarla kıyıya sürüklenmişti. Balık ağına mı takılmıştı, yoksa bir teknenin pervanesi mi biçmişti, orası belli değil. Kabuğundaki çatlağın dışında belirgin bir yara izi de yoktu bedeninde. Cansızken bile sevimliydi, yaşamı İzmit Körfezi’nde sonlanan deniz kaplumbağası.
Geçenlerde sualtı dergisi grubundan gelen bir e-posta, hem sevindirdi hem de üzdü beni. Marmara’nın en fazla kirletilmiş bölgelerinden biri olan İzmit Körfezi’nde deniz kaplumbağası görüldüğünden bahsediliyordu. Güney Marmara Takımadaları’nın çevresinde zaman zaman rastlanan deniz kaplumbağalarının kuzeyde de ortaya çıkmaları, içdenizdeki iyileşmeye vurgu yapan umut verici bir işaretti benim için. Ancak, haberin gerisini okuyunca sevinmekte aceleci davrandığımı anladım. Deniz kaplumbağası ölmüştü ve cansız bedeni kıyıya vurmuştu.
Ölüsü varsa canlısı da vardır; yarım yamalak da olsa umut umuttur!
***
Akdeniz’in fauna ve florası üzerine en ayrıntılı kitaplardan biri olan Fauna und Flora des Mittelmeeres’de, Akdeniz’de 4 tür deniz kaplumbağası yaşadığından söz edilir. Bunlar Caretta caretta, Chelonia mydas, Dermochelys coriacea ve Eretmochelys imbricata türleri. İzmit Körfezi’nde karaya vuran deniz kaplumbağasının türünün C. caretta olduğunu düşünüyorum. FAO tarafından 1990 yılında yayımlanan Sea Turtles of the World (Dünyanın Deniz Kaplumbağaları) kitabına göre, C. caretta’nın gözlerinin arasında, alın üzerinde ikişer tane ince kabuk bulunuyor. C. mydasta ise bu kabuklardan birer tane var. Ayrıca C. mydas’ın kafası üstten bakınca daha sivri hatlara sahip. Körfezde kıyıya vuran tür ise C. caretta’nın tanımına daha çok uyuyor.
***
Türü her ne olursa olsun, Marmara’da hâlâ deniz kaplumbağası yaşadığı ortada. Gerçi bu canlılar Marmara’nın yerlisi mi, yoksa gelip geçiciler mi, şu an için kesin bir şey söylemek zor. Bu soruyu cevaplamak için modern izleme teknolojilerini kullanarak peşlerine düşmek gerek. Deniz kaplumbağaları mavi dünyanın göçebeleri olarak tanınırlar. Yumurtadan çıktıkları kumsala kendi yumurtalarını bırakmak için geri döndükleri ve bunu yaparken binlerce kilometreyi sabırla aştıkları biliniyor. Talihsiz dostumuz, geçerken Marmara’ya da uğramak istemiş bir yolcuydu belki.
Kıyıda yatan cansız beden körfezde ne arıyordu? Kim bilir; ancak, şunu çok iyi anlamalıyız ki Marmara’daki yaşamı korumak için artık bir nedenimiz daha var! Üstelik bunu yaşamı pahasına hatırlattı bize.
Ağustos ayının sonlarında sualtı dergisinin mail grubuna bu canlının tür bilgisi için gönderdiğim fotoğrafların sizin blogunuzda böylesine güzel bir yazı ile karşıma çıkması beni sevindirdi açıkçası.
YanıtlaSilKörfez'de yaptıgım dalışlarda bu canlının kendisini görüp görüntülemek hayali ile yaşarken evimin önünde cansız bedeni ile karşılaşmak beni yeterince üzmüştü.
Geçen hafta bölgedeki balıkçılardan bir haber geldi. Ağlarının içinde kalan bir kaplumbağa hiçbir zarar görmeden ağın dışında bırakılmıştı.Söylediklerine göre. Aslında sizin sorunuza da bir cevap oluyor bu haber.
Körfez hala yaşıyor. İnadına yaşıyor hem de ...