7 Şubat 2013 Perşembe

KUMDA KIPIRDANAN HAYAT: DİL BALIKLARI...


İlk bakışta birbirlerine çok benzerler. Zaten bu benzerlikten dolayı kolayca birbirleriyle karıştırılırlar.

Tümüne birden dil balığı denen bu beyaz etli ve lezzetli balıkları hangisi hangisidir ayırmak için gözlerinin gerisindeki küçük ayrıntılara keskin bir gözle çok yakından bakmak gerekir.

Diple bütünleşen dil balıklarını farketmek ve aralarındaki farkları görebilmek dikkat ister.

***

Yumurtadan çıktıktan sonra çok kısa bir süre için orta suda gezinen ve ardından dibe çökerek dibi kaplayan hayatın sayısız motiflerinden birine dönüşen dil balığının geçirdiği değişimi size daha önce anlatmıştım (bkz. Bir taraf kaybeder diğer taraf kazanır).

Dil balığı larvasının bedeni yassılaşırken başın bir tarafındaki göz yerini terkederek diğer gözün yanına yerleşir. Bu durum, dil balığının anatomisini tanımayanların, gözlü tarafı sanki sırt tarafıymış gibi zannetmelerine neden olur. Oysa bu taraf dil balığının sol tarafıdır; gözlerin arkasındaki yüzgeçler de sırt değil göğüs yüzgeçleridir.

Karışık mı oldu? Devamlı sol kolunuzun üzerine yatarak yaşadığınızı, kafanızın sağ tarafında iki tane gözünüzü olduğunu hayal edin. Okula, işe, çarşıya, pazara sol kolu üzerinde yatarak gitmeye çalışan, bu haldeyken muhabbet eden, günü böyle geçiren insanlar...

Dil balığının yaşam tarzı biraz olsun gözünüzde canlanabildi mi?

***

Çavaledeki balıklar fiyatlarına göre sıralandıklarında dil balığı listenin üst sıralarına hemen yerleşir. İster evinizde pişirin ister lokantada ısmarlayın, eğer dil balığı yemeye niyetlendiyseniz, ziyafetin sonunda biraz kabarık bir hesap ödemeye de hazırlıklı olun.

Kendi tadı pek hafif olduğundan dil balığı genellikle başka lezzetlerle harmanlanarak pişirilir.

Karides kuyruklarına sarılmış dil balığı filetosu ya da sarımsaklı tereyağında pembeleştirildikten sonra limon sıkılarak fırınlanan bütün dil balığının yanında sade ızgarasının esamesi okunmaz.

Neyse, mutfağın derinlerinde kaybolmadan asıl konumuza geri dönelim...

***

Ne diyordum?

Aa, evet, dil balıklarını birbirlerinden ayırmak, aralarındaki farkları farketmek dikkat ister.

İstanbul’un Marmara ve Boğaziçi sularında birden fazla dil balığı türü yaşar. Bunlar arasında en sık rastlananlar Solea nasuta ve S. vulgaris’tir.

Bu yazının başında gözlerin gerisindeki küçük ve önemsiz gibi görünen göğüs yüzgecinden bahsetmiştim.

Dil balığının bazen bayrak gibi dalgalandırdığı, bazen bedenine yapıştırdığı göğüs yüzgeci, Solea cinsi dil balığı türlerinin ayırdedilmelerinde belirleyici bir rol oynar.

S. nasuta’nın göğüs yüzgecinin ön tarafı turuncudur, arkaya doğru siyah bir lekesi vardır ve yüzgeç beyaz bir bantla sonlanır. Bu dil balığı türünde göğüs yüzgecinin renk dizilimi turuncu > siyah > beyazdır.

Dış görünüşü açısından S. nasuta’nın neredeyse ikizi olan S. vulgaris, daha sade desenli göğüs yüzgeciyle ilk türden ayrılır. S. vulgaris’in göğüs yüzgecine yakından bakarsanız, ön tarafının kum rengi olduğunu ve arka tarafında siyah bir leke bulunduğunu görürsünüz.

***

Soleidae ailesinin üyeleri olan S. nasuta ve S. vulgaris’in dışında, İstanbul kıyılarında yaşayan iki dil balığı türü daha var: Citharus linguatula ve Arnoglossus thori...

Citharidae ailesinin üyesi olan C. linguatula, iri pulları ve sivri kafası ile Solea türlerinden kolayca ayrılır. Sırt ve anüs yüzgeçlerinin gövdeye birleştiği yerlerde koyu renkli küçük lekeler olduğu göze çarpar.

Oldukça küçük bir tür olan A. thori bothidae ailesinin üyesidir. Sırt yüzgecinin ikinci ışınının diğerlerinden çok uzun olması onu hemen ele verir.

Solea’lar gibi ticari kıymeti olan türlerin aksine ne Citharus ne de Arnoglossus türü dil balıkları değerli avlar olmadıklarından onları çarşı pazarda pek göremezsiniz.

Onlarla tanışmanın tek yolu dünyalarına misafir olmak, ziyaretlerine gitmektir...

***

Sizin için Ortaköy’ün nesi meşhurdur bilemem, ancak bu soruyu bana sorsalar cevaplarımdan biri mutlaka dil balığı olurdu.

Ortaköy Camii’nin az yukarısında Esma Sultan Yalısı’nın önünde deniz tabanı 20-25 metreye kadar dik bir yokuş gibi indikten sonra düzleşmeye başlar. Yavaşça derinleşmeye devam eden dibi izlediğinizde akıntının da yardımıyla ulaştığınız temiz kumlukta dil balıkları cirit atar.

Boğazın hemen her yerinde karşıma çıkan dil balıkları, artık her ne hikmetse burada toplaşırlar.

Yalıdan Boğaz Köprüsü’ne kadar uzanan kumlukta adım başı dil balığı görmek, cansız griliğin varlığınıza tepki vererek kıpırdandığına, canlandığına şahit olmaktır.

Rüzgârla savrulan yapraklar misali sağa sola kaçışan dil balıklarının arasında gözden uzak boğaz gezintisinin keyfi bir başkadır.

Dibi örten griliğin canlandığını farkettiğiniz an, dipteki dil balıklarını farkettiğiniz an, kuma karışıp giden hayatı, ıssız kumluğa can veren yaşamları da farkedersiniz.

Çevremi saran yaşam parçalarıyla derinlerde dolaşmak...

İşte bu bana çok keyif verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder