Nicedir denizatı görmemiştim İstanbul kıyılarında. Bu sabah Ahırkapı'da onu da görmek varmış kısmetimizde. Dibi marul tarlası gibi örten Ulva yosunlarının arasında gizlenirken karşılaştık limon sarısı sevimli yaratıkla. Alabildiğine dost canlısıydı, ama yine de tedirginliği elden bırakmıyordu binbir nazla poz verirken. Etrafındaki zerzevatı temizlerken pek ses etmedi fakat tedbiri de elden bırakmadı devamlı fokurdayıp duran, siyahlar giymiş yabancının karşısında.
***
Denizatı, sessiz dünyada karşılaşabileceğiniz en garip balıklardan biridir. Bilimsel adı çok afilidir: Hipocampus hipocampus... Genellikle zeytin yeşili, hatta siyah renkli olurlar; sarı olanlarına daha seyrek rastlanır. Yeşil yosunların üzerine denk geldiği zaman fazlasıyla yakışıklı görünür sapsarı kostümüyle. Tek tuhaflığı şekli değildir denizatının. Doğada erkeği doğuran belki de tek balık türüdür! Dişinin döllenmiş yumurtaları erkeğin karnında gelişir. Gebeliğin bütün sıkıntısını erkek denizatı çeker.
***
Uluslararası Türleri Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan Kırmızı Liste'de adı geçen denizatları, Akdeniz'de koruma altındalar. Nesli tehlike altında olan bu sıradışı balıklara boğazda, Marmara'da eskiden çok rastlanırdı. En son 10 yıl önce Riva'da denk gelmiştim kalabalık bir gruba. Kalabalık dediysem öyle binlerce falan değil; bir yosun öbeğinin üzerine tünemiş halde onbeş yirmi taneydiler. Kıyasıya topladılar, kuruttular onları takı, aksesuar, vb. yapmak için. Şimdi yosunların arasında birine rastlayınca bayram ediyoruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder