Kayalık yüzeyler yaşama ait tüm birikimlerini cömertçe sergiledikleri halde, kum sakladığı hazineyi kolayca ortaya çıkarmaz. Genellikle tekdüze bir çöl gibi uzayıp giden kumluk alanlar, gözün kolayca odaklanmasına, şekilleri farketmesine izin vermez. Işığın iyice azaldığı derinliklerde biçimler, kumluğun yalınlığında daha da silikleşir, hatta kaybolur. Güçsüz bir kuyruk vuruşuyla bile kolayca havalanan kum dibe çökerken, herşeyin üzerine bir görünmezlik örtüsü yayar. Adalar denizinde derinlere indikçe kayalar giderek silikleşen gölgelere dönüşür. Ara sıra denk gelinen bir enkaz ya da irili ufaklı kaya parçaları, kumluğun tekdüzeliğinde belli belirsiz biçimler, kabartılar yaratsa da, derin diplere kumun yalınlığı hakimdir.
Prens Adaları’nın çevresinde kum zeminin başlangıç derinliği bölgeden bölgeye değişir. İstanbul’a bakan kuzey kıyılarında kumluk genellikle ilk metrelerde hissedilir. Anakarada son yıllarda belediyenin çabalarıyla şekillenen suni kumsallara adalarda pek rastlanmaz. Tabiat adaları inşa ederken çoğunlukla kaya ve taş kullanmış olsa da, ara sıra rastladığı boşluklara bir avuç kum serpip küçük plajlar yaratmayı da ihmal etmemiş. Heybeliada’da Değirmenburnu’ndaki plaj da adaların az sayıdaki kumsallarından biridir. Yüzmek için korunaklı, fazla derin olmayan bir yer arayanların uğrak yeridir Değirmenburnu. Buraya tam olarak kumsal denemez aslında. Dip hem taşlık hem de kumluktur. Derinlik yavaş yavaş artar; ayrıca dipte görülecek çok bir şey yoktur. Meraklısı dışında pek dalgıç göremezsiniz yakınlarda. Rahatsız eden olmadığı için, onbeş yirmi parçalık dikenli camgöz (Squalus acanthias) sürüleri kış başında burnun etrafındaki sığlıklara yaklaşır, korkusuzca dolaşırlar. Ara sıra ağa ya da paraketaya takılan birkaç şanssız gezgin, dikenli camgözlerin hâlâ Değirmenburnu’na uğradıklarını gösteriyor. Ancak kuzey kumluğundaki asıl hazineyi görmek için biraz daha açığa ve derine bakmak gerekir. (Devamı var)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder