20 Eylül 2012 Perşembe

MEZGİT; KEYİFLİ VE ZAHMETSİZ...

Pazarın tanıdık simalarındandır mezgit. İri olanları tablada yanyana uslu uslu yatarken, boyu bir parmaktan biraz daha uzun olanlar cıvık bir çamur öbeği gibi bekleşirler. Daima ıslak ve kaygandır mezgit, tam bir kesekâğıdı düşmanıdır. Daha pazardan eve gitmeden kâğıdı vıcık vıcık eder eritir. Poşetin icat olmadığı zamanlarda filenin gözlerinden sağa sola saçıldığı çok olmuştur farkına varmadan, kedi payı misali...

Dip balığıdır mezgit, orta suyla pek işi olmaz. Gündüzleri pek ortalarda görünmez. Dibin karmaşasına kolayca karışan renkleri sayesinde farketmesi de zordur aslında. Sular karardıkça o da hareketlenir, dipten biraz da olsa yükselir telaş içinde yem ararken. Yine de tedbiri elden bırakmaz, dipten çok uzaklaşmaz.

Gecenin içinden çıkan ışıklara karşı da çok ürkektir. Aniden üzerine gelen aydınlığın karşısında biraz bocalarsa da kendisini toparlaması çok uzun sürmez. Bu kısa şaşkınlık anlarında mezgitin fotoğrafını çektiniz çektiniz, yoksa kaçan pozun ardından söylenir durursunuz.

Şöyle gözucuyla incelediğinizde bile kolayca farkedersiniz bu kıvrak balığın etine hakim olan yumuşaklığı. İpek dantelleri andıran yüzgeçlerini açtığında seyrine doyum olmaz. Tezgâhta kahverengi çamuru andıran mezgit, suyun altında pembeye çalan rengiyle bambaşka bir balık olup çıkar.

Genelde Karadeniz balığı olarak anılsa da o aynı zamanda hem boğaz çocuğudur, hem de Marmara’nın sadık sakinlerindendir. Ne zaman Paşabahçe Koyu’nda ya da Kartal’da dalsam, şöyle 20-25 m civarına gelince kumluğun üzerinde üçer beşer karşıma çıkarlar.

Dip oltasıyla birkaç saat içinde kovalar dolusu yakalandıklarını bildiğim yerlerde bugüne kadar hiç kalabalık bir mezgit sürüsüne denk gelmemiş olmam hep garibime gitmiştir. Belki de etrafta sadece yem olduğunda biraraya toplanıp sonra dağılıyorlardır. Olamaz mı?

Birine balığı sevdirmenin en keyifli, en zahmetsiz, tadına en kolay alışılan yollarından biridir mezgit tava. Susamla kaplı çıtır francalanın arasına serilen soğan ve roka yatağının üzerine yatırılan nar gibi kızarmış mezgitlere hayır diyebilene daha rastlamadım.

Denizden çıkan en karşı konulmaz kapgötür lezzetlerdendir yarım ekmek arası mezgit tava, evde, ofiste, deniz kıyısında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder