İlk bakışta birbirlerine çok benzerler. Zaten bu
benzerlikten dolayı kolayca birbirleriyle karıştırılırlar.
Tümüne birden dil balığı denen bu beyaz etli ve lezzetli
balıkları hangisi hangisidir ayırmak için gözlerinin gerisindeki küçük
ayrıntılara keskin bir gözle çok yakından bakmak gerekir.
Diple bütünleşen dil balıklarını farketmek ve aralarındaki
farkları görebilmek dikkat ister.
***
Yumurtadan çıktıktan sonra çok kısa bir süre için orta suda
gezinen ve ardından dibe çökerek dibi kaplayan hayatın sayısız motiflerinden
birine dönüşen dil balığının geçirdiği değişimi size daha önce anlatmıştım
(bkz. Bir taraf kaybeder diğer taraf kazanır).
Dil balığı larvasının bedeni yassılaşırken başın bir
tarafındaki göz yerini terkederek diğer gözün yanına yerleşir. Bu durum, dil
balığının anatomisini tanımayanların, gözlü tarafı sanki sırt tarafıymış gibi
zannetmelerine neden olur. Oysa bu taraf dil balığının sol tarafıdır; gözlerin
arkasındaki yüzgeçler de sırt değil göğüs yüzgeçleridir.
Karışık mı oldu? Devamlı sol kolunuzun üzerine yatarak
yaşadığınızı, kafanızın sağ tarafında iki tane gözünüzü olduğunu hayal edin.
Okula, işe, çarşıya, pazara sol kolu üzerinde yatarak gitmeye çalışan, bu
haldeyken muhabbet eden, günü böyle geçiren insanlar...
Dil balığının yaşam tarzı biraz olsun gözünüzde canlanabildi
mi?
***
Çavaledeki balıklar fiyatlarına göre sıralandıklarında dil
balığı listenin üst sıralarına hemen yerleşir. İster evinizde pişirin ister
lokantada ısmarlayın, eğer dil balığı yemeye niyetlendiyseniz, ziyafetin
sonunda biraz kabarık bir hesap ödemeye de hazırlıklı olun.
Kendi tadı pek hafif olduğundan dil balığı genellikle başka
lezzetlerle harmanlanarak pişirilir.
Karides kuyruklarına sarılmış dil balığı filetosu ya da
sarımsaklı tereyağında pembeleştirildikten sonra limon sıkılarak fırınlanan
bütün dil balığının yanında sade ızgarasının esamesi okunmaz.
Neyse, mutfağın derinlerinde kaybolmadan asıl konumuza geri
dönelim...
***
Ne diyordum?
Aa, evet, dil balıklarını birbirlerinden ayırmak,
aralarındaki farkları farketmek dikkat ister.
İstanbul’un Marmara ve Boğaziçi sularında birden fazla dil
balığı türü yaşar. Bunlar arasında en sık rastlananlar Solea nasuta ve S.
vulgaris’tir.
Bu yazının başında gözlerin gerisindeki küçük ve önemsiz
gibi görünen göğüs yüzgecinden bahsetmiştim.
Dil balığının bazen bayrak gibi dalgalandırdığı, bazen
bedenine yapıştırdığı göğüs yüzgeci, Solea cinsi dil balığı türlerinin
ayırdedilmelerinde belirleyici bir rol oynar.
S. nasuta’nın göğüs yüzgecinin ön tarafı turuncudur, arkaya
doğru siyah bir lekesi vardır ve yüzgeç beyaz bir bantla sonlanır. Bu dil
balığı türünde göğüs yüzgecinin renk dizilimi turuncu > siyah > beyazdır.
Dış görünüşü açısından S. nasuta’nın neredeyse ikizi olan S.
vulgaris, daha sade desenli göğüs yüzgeciyle ilk türden ayrılır. S. vulgaris’in
göğüs yüzgecine yakından bakarsanız, ön tarafının kum rengi olduğunu ve arka
tarafında siyah bir leke bulunduğunu görürsünüz.
***
Soleidae ailesinin üyeleri olan S. nasuta ve S. vulgaris’in
dışında, İstanbul kıyılarında yaşayan iki dil balığı türü daha var: Citharus
linguatula ve Arnoglossus thori...
Citharidae ailesinin üyesi olan C. linguatula, iri pulları
ve sivri kafası ile Solea türlerinden kolayca ayrılır. Sırt ve anüs
yüzgeçlerinin gövdeye birleştiği yerlerde koyu renkli küçük lekeler olduğu göze
çarpar.
Oldukça küçük bir tür olan A. thori bothidae
ailesinin üyesidir. Sırt yüzgecinin ikinci ışınının diğerlerinden çok uzun
olması onu hemen ele verir.
Solea’lar gibi ticari kıymeti olan türlerin aksine ne
Citharus ne de Arnoglossus türü dil balıkları değerli avlar olmadıklarından
onları çarşı pazarda pek göremezsiniz.
Onlarla tanışmanın tek yolu dünyalarına misafir olmak,
ziyaretlerine gitmektir...
***
Sizin için Ortaköy’ün nesi meşhurdur bilemem, ancak bu
soruyu bana sorsalar cevaplarımdan biri mutlaka dil balığı olurdu.
Ortaköy Camii’nin az yukarısında Esma Sultan Yalısı’nın
önünde deniz tabanı 20-25 metreye kadar dik bir yokuş gibi indikten sonra
düzleşmeye başlar. Yavaşça derinleşmeye devam eden dibi izlediğinizde akıntının
da yardımıyla ulaştığınız temiz kumlukta dil balıkları cirit atar.
Boğazın hemen her yerinde karşıma çıkan dil balıkları, artık
her ne hikmetse burada toplaşırlar.
Yalıdan Boğaz Köprüsü’ne kadar uzanan kumlukta adım başı dil
balığı görmek, cansız griliğin varlığınıza tepki vererek kıpırdandığına,
canlandığına şahit olmaktır.
Rüzgârla savrulan yapraklar misali sağa sola kaçışan dil
balıklarının arasında gözden uzak boğaz gezintisinin keyfi bir başkadır.
Dibi örten griliğin canlandığını farkettiğiniz an, dipteki
dil balıklarını farkettiğiniz an, kuma karışıp giden hayatı, ıssız kumluğa can
veren yaşamları da farkedersiniz.
Çevremi saran yaşam parçalarıyla derinlerde dolaşmak...
İşte bu bana çok keyif verir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder